İklim değişikliğinin etkileri giderek daha belirgin hale geliyor ve bu durum turizm sektörünün sürdürülebilirliği açısından önemli bir tehdit oluşturuyor.
Turizm, dünya genelinde en büyük endüstrilerden biri olarak, yaklaşık her on kişiden birine istihdam sağlamaktadır. Bazı ülkeler ise gayri safi yurtiçi hasılalarının önemli bir kısmını turizmden elde ediyor. Çevre dostu bir seyahat anlayışının benimsenmesi, bu bağlamda daha önce hiç olmadığı kadar kritik bir hal almıştır. Turizmin, çevre kirliliğine neden olmasının yanı sıra, turistik alanlarda yaşam süren bitki ve hayvan türlerini de tehdit ettiği gözlemleniyor. Sektör, dünya çapındaki sera gazı emisyonlarının yüzde 8 ila yüzde 10’unu tek başına oluşturuyor.
Doğal çevre ve biyoçeşitlilik, turizm sektörünün temel dayanaklarını oluşturuyor. Dünyanın farklı bölgelerinde, turistler, yağmur ormanları ve çeşitli bitki ile hayvan türlerini görmek için seyahat ediyor. Booking.com tarafından gerçekleştirilen bir ankete katılanların yüzde 61’i, pandeminin kendilerini daha sürdürülebilir bir şekilde seyahat etmeye teşvik ettiğini belirtmiştir. Katılımcılar, pandemi sonrası yiyecek israfını ve tek kullanımlık plastiklerin kullanımını azaltma yönünde olumlu değişiklikler yapma isteği taşıdıklarını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte, tatildeyken yürümek, bisiklete binmek veya toplu taşıma kullanımı gibi daha çevre dostu alternatifleri tercih etme arzusunda olduklarını söyleyenlerin oranı yüzde 79’dur.
Turistik faaliyetlerin çevre dostu, iklimle uyumlu ve karbon sıfır hale gelmesi için otellerin bir an önce yenilenebilir enerji sistemlerine geçiş yapması ve kıyılar üzerindeki baskıyı azaltması gerekmektedir. Uygun politikalar ve uygulamalarla, turizm sektörü iklim değişikliği ile uyum sağlama kapasitesine sahip olabilir ve çevresel sürdürülebilirlik konusunda ilerleme kaydedebilir. Özellikle kültür turizminde yürütülecek her etkinliğin yerel halkla birlikte planlanması, sürdürülebilirlik açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bireyler olarak, doğayı koruyarak ve doğa ile bağımızı koparmadan seyahat etme bilincini geliştirmemiz önemlidir.
KÜLTÜREL MİRASA SAHİP ÇIKALIM
Çevre ve Kültürel Değerleri Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL), 27 Eylül Dünya Turizm Günü dolayısıyla tüm turizm paydaşlarına sürdürülebilir bir turizm çağrısı yapmıştır. ÇEKÜL, turizmin ekonomik büyüme açısından önemli bir sektör olduğunu ancak kontrolsüz ve plansız bir şekilde yürütüldüğünde doğal ve kültürel mirasa zarar verebileceğini belirtmiştir. Aşırı kalabalıklar, doğal alanların tahribatı ve kültürel kimliğin kaybolması gibi sorunların, sürdürülebilir turizmin gerekliliğini bir kez daha hatırlattığını ifade etmektedir. Bu özel günde, bütün paydaşların sürdürülebilir turizm için harekete geçmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Turizm yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel bir sorumluluk olarak da algılanmalıdır. Turizm, sosyal ve kültürel yapıyı doğrudan etkileyen bir unsur olduğundan, popülist yaklaşımlardan kaçınılması ve uzun vadeli sürdürülebilir planlamalar yapılması gerektiği dile getirilmektedir.
MERCANLARA NEFES OLDULAR
Dünyada sadece kendi iç denizine sahip olan Türkiye, Marmara Denizi’ni Karadeniz, Ege ve Akdeniz arasında kritik bir biyoçeşitlilik koridoru olarak konumlandırmaktadır. Bu doğrultuda, Anadolu Efes ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin (DYKD) işbirliğinde 2022 yılında başlatılan Denize +1 Nefes projesi, Marmara Denizi’nde biyoçeşitliliği artırmayı ve farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Proje kapsamında, “denizlerin yağmur ormanları” olarak bilinen mercanların korunması ve zenginleştirilmesi hedeflenmektedir.
Denize +1 Nefes projesinin ilk aşamasında, dalgıçlar, doğal yaşamdan kopmuş mercanları, koruma altına alınan özel alanlara nakletmiş ve burada yeni mercan bahçeleri oluşturmuştur.
Projenin ikinci aşamasında, nakledilen mercanların gelişiminin ve etkilerinin 7 gün 24 saat izlenebilmesi için deniz tabanına kamera sistemleri kurulmuştur. Üçüncü aşamada ise, Marmara Denizi’ndeki biyoçeşitliliğin sesinin kaydedilmesi için sualtına ses kayıt cihazları yerleştirilmiştir.
Sanatçı Mercan Dede, bu ses kayıtlarından ilham alarak “Mercanların Senfonisi” isimli bir eser oluşturmuştur. Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı Onur Altürk, “Sorumlu, bilinçli ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için çalışıyoruz” ifadelerini kullanmıştır.
TEMASSIZ YEMEK HARCAMALARI ARTTI
Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre, yurtiçinde kredi kartları ile yapılan turizm harcamaları, 2024’ün Ocak-Ağustos döneminde yüzde 32.7 artarak 17.2 milyar dolara yaklaşmıştır. 2023 yılının aynı döneminde bu rakam 12.9 milyar dolar olarak kaydedilmiştir.
Bu süreçte, yurtiçinde otel konaklama harcamaları yüzde 29 artış göstererek 6.5 milyar dolara ve uçak bileti harcamaları ise yüzde 16 artarak 6.5 milyar dolara ulaşmıştır. Yerli kartlarla yapılan “temassız” yemek harcamaları da yüzde 48 artarak 12.9 milyar dolara yükselmiştir. Aynı dönemde, yerli ve yabancı kartlarla yapılan çevrimiçi turizm hizmetleri alımları ise yüzde 25.4 oranında artmış ve 10.9 milyar doları bulmuştur.
SEKTÖRDEN
PEGASUS Hava Yolları, yurtdışı uçuş ağına yeni hatlar ekleyerek Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan İspanya’nın Sevilla şehrine ve Antalya’dan Mısır’ın Kahire kentine direkt uçuşlar başlatmıştır.
DEDEMAN Hotels & Resorts International, Kazdağları’nın termal kaynaklarıyla ünlü beldesi Güre’de Dedeman Güre – Nurhayat Thermal Resort & Spa adlı yeni otelini misafirlerine açmaya başlamıştır.
GOOGLE ve seyahat teknolojileri şirketi Sabre, iş seyahatlerinin çevresel etkilerini azaltmak amacıyla “Travel Impact Model”ini geliştirmiştir. Bu sistem, iş seyahatlerinin karbon ayak izini daha doğru bir şekilde hesaplamayı sağlamaktadır.
BARUT Hotels, kadın şeflerin sektördeki rolünü desteklemek amacıyla, Anda Barut Collection’da kadın şeflerin katılımıyla “Cuisine Queens” isimli etkinlik düzenlemiştir.
TÜRKİYE genelinde yaklaşık 120 oteli bulunan ve bu yıl kıyı bölgelerinde önemli açılışlara imza atan Wyndham, Ramada by Wyndham Dalaman otelinin açılışını gerçekleştirmiştir.