Stanley Reed / New York Times
OPEC+ petrol kartelinin sekiz üyesi, Temmuz ayında hızlandırılmış üretim artışlarına devam etme niyetlerini Cumartesi günü duyurdu. Bu durum, arka arkaya üçüncü ayda gerçekleşecek.
Suudi Arabistan ve Rusya’nın da yer aldığı grup, yaptığı resmi açıklamada, “istikrarlı bir küresel ekonomik görünüm ve mevcut sağlıklı piyasa temelleri” doğrultusunda hareket ettiklerini ifade etti. Günlük artış miktarının 411.000 varil olması planlanırken, analistler bu rakamın gerçekte daha düşük olabileceğini belirtiyor.
Suudi Arabistan’ın petrol stratejisinde önemli değişim
Planlanan bu adım, OPEC+ grubunun fiili lideri Suudi Arabistan’ın petrol politikasında belirgin bir dönüşümü gözler önüne seriyor.
Geçmişte, diğer OPEC+ üyeleri kota sınırlarını aşmalarına rağmen, Suudiler petrol fiyatlarını korumak amacıyla üretimlerini oldukça düşük seviyelerde tutmayı tercih ediyordu. Ancak, Suudi Arabistan şu an, toplam artıştan en yüksek payı almaya ve üretim düzeyini yaklaşık 9.5 milyon varil/güne çıkarmaya odaklanıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer OPEC+ üyeleriyle birlikte Suudi Arabistan, Irak ve Kazakistan gibi bazı üyelerin kota aşımından rahatsızlık duymaktaydı. Artık Suudiler, diğerlerinin kendilerini sınırlamadığı sürece kendi üretimlerini de kısıtlamayacakları mesajını veriyor.
Uzmanlara göre bu stratejideki değişikliğin önemli nedenlerinden biri, Suudi Arabistan’ın fiili lideri Muhammed bin Selman’ı hem ticari hem de stratejik ortak olarak sıcak bir şekilde karşılayan Başkan Donald Trump’ın etkisi.
Trump’ın selefi Joe Biden ise, Suudi hükümetini eleştiren Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’nın ölümünden dolayı Veliaht Prens ile gergin bir ilişki sürdürmüştü.
Trump ve Biden dönemleri arasındaki belirgin farklar
Enerji analiz firması Global Center for Energy Analysis’ın başkanı Joseph McMonigle, “Biden’la karşılaştırıldığında fark inanılmaz büyük” ifadelerini kullandı. McMonigle, kısa zaman önce Riyad’da Uluslararası Enerji Forumu’nun genel sekreterliğini yürütüyordu.
McMonigle, Suudilerin petrol talebine dair bazı analistlerden daha iyimser bir görünüm sergilediklerini vurguladı. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın turizm ve veri merkezleri gibi alanlarda ekonomisini çeşitlendirme çabalarının, petrol fiyatlarına dair kısa vadeli endişeleri hafifletebileceği öngörülüyor.
Analistler, Riyad’ın aynı zamanda enflasyonu kontrol altına almak isteyen Trump’ı memnun etmeye istekli olduğunu belirtiyor. Trump’ın göreve başlamasından bu yana, uluslararası petrol gösterge fiyatı olan Brent, yaklaşık %16 düşerek varil başına 64 dolara kadar geriledi.
Düşük maliyetlere sahip olan Suudiler, bu seviyelerde hâlâ kâr edebilirken, ABD’deki yüksek maliyetli kaya petrolü üreticileri, üretimlerini azaltmaya gitmekte.
Trump’ın gümrük tarifeleriyle başlattığı ticaret savaşlarının oluşturduğu belirsizlik, Suudilere ve müttefiklerine üretimlerini istedikleri seviyelere çıkarma fırsatı sunuyor.
Bazı analistler, piyasaların OPEC politikalarından ziyade gümrük tarifelerinin küresel ekonomi üzerindeki etkilerine odaklandığını belirtiyor. Bu doğrultuda, Suudiler ve müttefikleri, petrol sahalarının kapılarını açmak adına elverişli bir zaman dilimi yakaladıklarını düşünmekte.
Emtia araştırma firması Argus Media’dan kıdemli piyasa analisti Bachar El-Halabi, “Bu süreci başlatmak için uygun bir fırsat, bir pencere buldular” dedi.
Uzmanlar, uzun vadeli endişelere rağmen, piyasada talep artışı için uygun koşulların mevcut olabileceğine dikkat çekiyor. Stok seviyeleri hâlâ görece düşük ve yaz aylarında seyahat eden sürücülerle talep genellikle artış göstermekte.
Araştırma firması Energy Aspects’in jeopolitik başkanı Richard Bronze ise, “Petrol fiyatları düşmüş olsa da, piyasa şu anda ve yaz aylarına doğru hâlâ sıkı, bu nedenle arzı artırmak için bir fırsat penceresi mevcut” ifadesini kullandı.
Bronze, ayrıca, Suudi Arabistan ve diğer üreticilerin, sıcak Arap yazlarını geçirirken klima sistemlerinin çalışması için daha fazla petrol tükettiğini ve bunun da ihracata ayrılabilecek yakıt miktarını azalttığını belirtti. “Piyasalara görünen arz, aslında o kadar da değişmedi” şeklinde ifade etti.
© 2025 The New York Times Company