Bir yıl önce kitlesel turizmin olumsuz etkilerine karşı yapılan protestoları yeniden canlandıran sivil toplum kuruluşları, bu kez “Kanarya Adaları’nın bir sınırı var, bizim de bir sabrımız” ifadesiyle halkı harekete geçirdi. Gösteriler, Kanarya Adaları’nın birçok kentinde eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.
İspanya’nın Madrid, Granada, Barselona, Pamplona, Bilbao ve Valensiya şehirlerinin yanı sıra Berlin’deki İspanyol topluluğu da Kanarya Adaları’ndaki eylemlere destek vererek birlikte ses çıkardı.
Sivil toplum temsilcileri tarafından okunan manifestoda, kontrolsüz turizmin bölge halkı üzerinde yarattığı ekonomik ve sosyal baskıların artmakta olduğu vurgulandı. Konut krizinin derinleştiği, hayat pahalılığının ciddi boyutlara ulaştığı ve turizm sektöründe çalışan yerel halkın düşük ücretlerle zor koşullar altında çalıştığı ifade edildi.
Yetkililer, her yıl yaklaşık 18 milyon turistin ziyaret ettiği Kanarya Adaları’nda nüfusun yüzde 34’ünün yoksulluk sınırının altında yaşamasını “kabul edilemez” olarak değerlendirdi.
Göstericiler, “Kanarya Adaları’nın biyolojik çeşitliliğinin de bir sınırı var”, “Turistlere çevre vergisi getirin”, “Politikacılar, Kanarya Adaları’na saygı gösterin” ve “Kontrolsüz turizme hayır” yazılı pankartlarla yürüdü.
Konuşmalarda, iklim değişikliği nedeniyle yıl boyunca turist çeken adalarda aşırı turizmin yerel halkın yaşam alanlarını daralttığı ve günlük hayatın giderek zorlaştığı dile getirildi.
Eylemciler, yeni turistik tesislerin inşasına son verilmesini, kısa süreli kiralamalara düzenlemeler getirilmesini, yabancıların mülk ediniminin sınırlanmasını, doğal alanların korunmasına öncelik verilmesini ve turistlere çevre vergisi uygulanmasını talep etti.
Taleplerin göz ardı edilmesi durumunda protestoların daha da büyüyerek devam edeceği uyarısı yapıldı.