Yaz aylarının sona ermesiyle birlikte tatil planları, kültür destinasyonlarına yönelmeye başladı. Bu bağlamda, Antik Çağ’a kadar uzanan tarihi zenginlikleri ile Güney Kore, ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunacak önemli bir destinasyon olarak dikkat çekiyor. Modern yaşam ile geleneksel dokuyu bir arada sunan bu ülke, doğal güzellikleri, lezzetli mutfağı, sanat ve eğlence hayatıyla birlikte seyahat severler için özel bir tarihi atmosfer sunuyor.
Asya Kıtasının En Eski Gözlemevi Güney Kore’de
M.Ö. 57 yılında kurulan tarihi Silla Krallığı’nın başkenti Gyeongju, ziyaretçilerine şehrin dört bir yanına yayılmış değerli yapılar ve eserler aracılığıyla Silla’nın yükseliş ve çöküş dönemlerini yakından görme imkanı tanıyor. Bu bölge, tarihi zenginliğinin yanı sıra etkileyici doğasıyla da ön plana çıkıyor.
Gyeongju denince akla gelen ilk yapılardan biri, Kore’de UNESCO Dünya Mirası listesine kayıtlı ilk tarihi tapınak olan Bulguksa Tapınağı’dır. Bu tapınağın ihtişamı, Silla Krallığı’nın altın çağını simgeliyor. Budist kültürün temsilcisi olan Bulguksa, 1995 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescillenmiş olup, tarihi ve mimari güzelliğinin yanı sıra sonbaharda şekil aldığı tablo görünümü ile ziyaretçilerine huzur verir.
Bir diğer önemli yapı olan Seokguram Grotto da 8. yüzyıla kadar uzanan bir Silla dönemi eseridir. Bulguksa Tapınağı’na yalnızca 3 kilometre mesafede yer alan bu tapınak, Buda’ya adanmış mistik bir mağara olarak 1995 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir.
Gyeongju’da yer alan ve Silla Krallığı döneminde kutsal sayılan Namsan Dağı, pek çok tapınak, taş Buda heykeli ve mabet ile dikkat çekerek adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Namsan Dağı, Silla’nın uzun tarihi ve felakete uğramış doğasının bir araya geldiği bir nokta olup, Silla halkının estetik anlayışının ve dini geleneklerinin bugünkü sanat biçimlerine dönüştüğü bir alan olarak önem taşımakta.
Gyeongju şehir merkezine yakın bir konumda yer alan Daereungwon Mezar Kompleksi, ziyaretçileri antik dönem atmosferine taşıyor. Bu alanda, Silla döneminin üst sınıf mezarı olarak bilinen Cheonmachong Mezarı, içerisine girilebilen tek mezar olarak dikkat çekiyor. 11.526 eserin keşfedildiği bu mezar, aynı zamanda Kore’nin antik bir mezardan çıkarılan ilk sanat eseri olan Cheonmado’yu (Kore Uçan Atı) da barındırmaktadır.
Gyeongju’nun diğer bir simgesi de, Asya Kıtasının en eski astronomi gözlemevi olan Cheomseongdae’dir. Yaklaşık 9 metre yüksekliğinde, silindir biçiminde inşa edilen gözlemevi, bir yıldaki gün sayısını temsil eden 365 taşla yapılmıştır. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası listesine dahil olan Cheomseongdae, sonbaharda pembe pamuk şekeri çiminin (muhly) verdiği renk ile Gyeongju’nun doğal güzelliklerini yansıtır.
Barışın ve Umudun Simgesi DMZ (Askerden Arındırılmış Bölge)
Güney ve Kuzey Kore arasında 27 Temmuz 1953’te imzalanan ateşkes anlaşmasının ardından kurulan DMZ (Askerden Arındırılmış Bölge), tarihsel yapısı ve siyasi durumu itibarıyla dünyanın ilk ve tek örneği olarak ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. Bu bölgede kontrollü turlarla gezilebilen belirli noktalar mevcut olup, büyük dürbünlerle kuzey tarafının manzarası izlenebiliyor.
DMZ, hem kuzey hem de güney tarafında 2 kilomet