İstanbul’un önemli simgelerinden biri olan ve uzun bir süredir kullanılmayan Büyükada’daki Rum Yetimhanesi ile ilgili dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Fener Rum Patrikhanesi, bu tarihi yapının yeniden değerlendirilmesi konusunda alınan kararı kamuoyuna açıkladı.
Ekolojik otel projesi
Patrikhane’nin en üst karar organı Sen Sinod Meclisi, 3 Haziran 2025 tarihinde gerçekleşen toplantısında, yıllardır atıl durumda kalan yetimhanenin ekolojik standartlara uygun şekilde restore edilerek otel hizmeti verebilmesi yönünde oybirliğiyle karar aldı.
Toplantıya katılan toplum temsilcisi Laki Vingas, yapı için daha önceki restorasyon ve finansman girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti. Ardından, Patrikhane tarafından hazırlanan raporlar ele alındı.
Mecliste yapılan değerlendirmede, yapının Prens Adaları’nın özgün mimari yapısına ve sosyo-kültürel düzenine zarar vermeden, kültürel mirası koruyacak şekilde bir turizm merkezine dönüştürülmesi gerektiği belirtildi. Alınan karar gereğince, bu yapı otel olarak tekrar bölge turizmine kazandırılacak.
Sen Sinod Meclisi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu karar, yıllar boyunca cemaatin ihtiyaçlarına hizmet etmiş Rum Yetimhanesi’nin mirasına saygı gösterilerek alınmış olup, Prens Adaları’nın ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlama inancını taşımaktadır.”
Yetimhanenin kısa tarihi
Büyükada’da bulunan Rum Yetimhanesi, 1898 yılında Panagia Prinkipios Tepesi’nde inşa edilmiştir. İlk olarak otel olarak kullanılmak üzere Fransız bir mimar tarafından tasarlanan bina, dönemin Osmanlı yönetimi tarafından gerekli izinlerin verilmemesi nedeniyle açılamamıştır. Kısa bir süre sonra Rum asıllı bir hayırsever olan Eleni Zarifi tarafından satın alınmış ve 1903 yılında Fener Rum Patrikhanesi’ne bağışlanmıştır.
Patrikhane, bu yapıyı İstanbul’daki kimsesiz Rum çocuklar için bir yetimhane olarak kullanmaya başlamıştır. Yaklaşık 60 yıl boyunca bu işlevini sürdüren Rum Yetimhanesi, döneminin en büyük ahşap yapıları arasında yer almakta, ayrıca Avrupa’daki en büyük, dünya çapında ise ikinci en büyük ahşap bina olarak kabul edilmektedir.
Yetimhane, 1964 yılında siyasi sebeplerle kapatılmıştır. O tarihten sonra atıl durumda kalan yapı, yıllar içerisinde önemli hasarlar görmüştür. 1997 yılında yaşanan bir yangın sonucunda zarar gören bina, fiziksel çöküş ve mülkiyet sorunları dolayısıyla uzun süre restorasyon sürecine alınamamıştır. 2010’lu yıllarda Patrikhane ile Türk devleti arasında gerçekleştirilen hukuki süreçler sonucunda mülkiyet hakkı Patrikhane’ye iade edilmiştir.
Günümüzde UNESCO tarafından dikkatle izlenen kültürel miras yapılarından biri olarak bilinen Rum Yetimhanesi, hem mimari hem de tarihi önemi ile İstanbul’un en değerli yapılarından biri olarak öne çıkmaktadır.
Kaynak: Gazete Oksijen