1. Haberler
  2. ACENTELER
  3. Suudi Arabistan ve İran’da Diplomasi Rüzgarları

Suudi Arabistan ve İran’da Diplomasi Rüzgarları

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vivian Nereim / New York Times

On yıl önce, ABD’nin eski başkanı Barack Obama ve diğer dünya liderleri, İran’ın nükleer programını sınırlamak amacıyla bir anlaşmaya imza attığında, Suudi Arabistan bu duruma hayal kırıklığıyla yaklaştı. Suudi yetkililer, bu anlaşmayı “zayıf bir anlaşma” olarak değerlendirmiş ve bunun yalnızca İran’ı daha fazla cesaretlendirdiğini ifade etmişti. Ancak, birkaç yıl sonra Başkan Donald Trump’ın bu anlaşmadan çekilmesi, Suudi yönetimi tarafından olumlu karşılandı.

Günümüzde Trump’ın ikinci iktidarı döneminde, İran ile önceki anlaşmaya oldukça benzer müzakerelerin yürütülmesiyle birlikte, Suudi Arabistan’ın tutumu belirgin bir şekilde değişim göstermiş durumda.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, komşu Umman aracılığıyla gerçekleştirilen görüşmelerin “bölgede ve dünyada barışı artırmasını” umduklarını dile getirdi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, kardeşi Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman’ı Tahran’a göndererek, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e şahsen bir mektup sundu. (Veliaht Prens Muhammed, daha önce Hamaney için “Hitler bile daha iyi kalıyor” demişti.)

Ne değişti?

Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkiler son on yıl içerisinde bir yumuşama sürecine girmiştir. Bu süreçte Riyad, ekonomisini çeşitlendirmek ve petrol bağımlılığını azaltarak iş, teknoloji ve turizm merkezi olma hedefindedir. Ancak, bölgesel gerginlikler sonucunda İran’a ait insansız hava araçları ve füzelerin Suudi hava sahasında dolaşması, bu hedeflere büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Washington merkezli Arap Körfez Devletleri Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Kristin Smith Diwan, “Bugün zihin yapıları oldukça farklı. Obama döneminde Körfez ülkeleri, ABD ile İran’ın yakınlaşmasından ve kendilerinin yalnız kalmasından korkuyordu. Trump döneminde ise ABD-İran arasındaki gerilimin doğrudan hedefi olmaktan endişeliler” şeklinde yorumda bulundu.

İran ve ABD, Tahran’ın nükleer faaliyetleri üzerine gerçekleştirilen ikinci tur diplomatik görüşmeleri bu hafta sonu tamamladı. Hızla ilerlemesi beklenen müzakerelerin gündemi belirlenmiş durumda.
Trump, müzakerelerin hedefleri hakkında net bir açıklama yapmadı; ancak İran’ın nükleer silah edinme girişimlerinin engellenmesi gerektiğini yineledi. İranlı yetkililer ise yürüyen müzakerelerin sonucunda ülkenin nükleer altyapısının sökülmesini gerektirmeyeceğini ifade etti.

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar ve Bahreyn gibi Arap ülkeleri, bu görüşmeleri memnuniyetle karşılayarak diplomasiye, çatışmaya tercih ettiklerini belirttiler. Umman Dışişleri Bakanı Badr Albusaidi, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, “Bu görüşmeler ivme kazanıyor, artık ihtimal dışı olan bile mümkün” ifadelerini kullandı.

Görüşmeler, Orta Doğu genelinde artan gerilimler arasında sürdürülüyor: ABD’nin hava saldırıları, Yemen’deki İran destekli Husi milislerini hedef alırken, İsrail de Gazze Şeridi’ni bombalamaya devam ediyor.
Geçtiğimiz ay Trump, İran ile bir anlaşmaya varılmadığı takdirde İran’ın bombardımana tabi tutulabileceğini açıklamıştı.

İsrail, gelecek ay İran’daki nükleer tesislere saldırmayı düşündüğünü bildirmişti. Ancak ABD yönetimi ve konuya dair kaynaklara göre, Trump son günlerde İran’ın nükleer programını kısıtlamak amacıyla bir anlaşma üzerinde durulması gerektiği yönünde İsrail’e baskı yaptı.

Eurasia Group’un Orta Doğu ve Kuzey Afrika direktörü Firas Maksad, “Körfez Arap Devletleri, ekonomik hedeflerine ulaşabilmek için kalıcı bir istikrar peşinde koşan statüko güçleri haline geldiler. İran’ın istikrarsızlaştırıcı eylemlerinin ve nükleer programının diplomasi ile sınırlandırılmasını tercih ediyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Sünni Müslüman liderliğindeki Suudi Arabistan ile Şii Müslüman çoğunluklu İran, uzun yıllar boyunca bölgedeki çatışmalarda karşıt tarafları desteklemiştir. Yemen’deki iç savaş bu duruma örnek teşkil etmekte; bu çatışma da dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden olmuştur.

2016 ile 2023 yılları arasında iki ülke arasında diplomatik ilişki bulunmuyor, bu süreçte açık bir düşmanlık hâkimdi.

Veliaht Prens Muhammed, İran’ın nükleer silah edinmesi durumunda Suudi Arabistan’ın da benzer bir yola gideceğini defalarca dile getirmiştir. Geçtiğimiz günlerde Trump yönetimi, Suudi Arabistan’ın ABD nükleer teknolojisine erişim sağlaması ve uranyum zenginleştirme izni veren bir anlaşma için görüşmeleri yeniden başlatmıştı.

Ancak 2023 yılında İran ve Suudi Arabistan, Çin’in arabuluculuğunda resmi bir uzlaştırma ilan etti. Bu tarihe kadar Veliaht Prens Muhammed’in dış politika önceliği bölgesel çatışmaların yatıştırılmasına yönelikti.

Suudi Arabistan, ABD’nin önemli bir müttefiki olmasına rağmen, İran’ın ABD çıkarlarına yönelik saldırılarda doğrudan hedef olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Coğrafi yakınlık, İran’a bağlı grupların Suudi hedeflerine saldırmalarını da kolaylaştırıyor.

2019 yılında Suudi Arabistan’ın kritik bir petrol tesisine yönelik olarak İran destekli bir operasyon düzenlenmişti. Suudi yetkililer, bu olayın ABD ile olan ittifaklarının sınırlarını ortaya koyduğunu ve bu nedenle İran ile diyalogu tercih ettiklerini belirtiyorlar.

Kristin Smith Diwan, “Bugün müzakerelerin potansiyel sonuçları, bölgesel bir savaş riskinden daha çekici görünmekte” dedi.

On yıl önce Körfez liderleri müzakerelerde dışlanmış hissediyorlardı. Ancak bu sefer İran, bölgesel ilişkilere daha fazla önem veriyor. Chatham House Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı Direktörü Sanam Vakil, “İlk tur müzakerelerin ardından İran Dışişleri Bakanı, Bahreyn dahil olmak üzere bölgedeki mevkidaşlarıyla iletişim kurdu. İran, bölgesel destek arıyor ve Körfez ülkeleri, müzakereleri desteklemekle birlikte, ekonomik ve ulusal güvenlik çıkarları için herhangi bir gerilimden kaçınmayı hedefliyor” açıklamasını yaptı.

© 2025 The New York Times Company

Suudi Arabistan ve İran’da Diplomasi Rüzgarları

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Turizm Gündemi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.