Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Nevşehir’de gerçekleştirilen Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi’ne katılarak, buradaki konuşmasında jeotermal enerjinin ülkemiz için taşıdığı önemi vurguladı. Yılmaz, “Jeotermal enerjinin öneminin yanı sıra sunduğu fırsatlar oldukça kıymetli. Ancak, daha önce de belirtildiği üzere jeotermal enerji sadece bir enerji kaynağı değildir. Birçok farklı alanda kullanımı mevcut. Bu durumu biraz hayvanlara benzetiyorum. Hayvanların etinden, sütünden, iç organlarından ve derisinden faydalanabiliyoruz. Jeotermal enerji de benzer bir şekilde; enerji, turizm, sağlık, madenlerin işlenmesi ve tarım gibi birçok alanda değerlendirilebilecek bir kaynak. Farklı derecelerde aynı suyu çok çeşitli alanlarda bütüncül bir bakış açısıyla kullanmak mümkün. Bu kesinlikle bir nimet ve yenilenebilir bir kaynak olarak, doğru kullanıldığında bir kez değil, defalarca faydalanabileceğimiz bir potansiyele sahip” dedi.

‘BÜTÜNCÜL BAKIŞ AÇISI GEREKİYOR’
Jeotermal enerjinin önemi üzerine konuşan Yılmaz, bu alanda bir bütüncül bakış açısının şart olduğunu belirtti. Jeotermal enerji ve sürdürülebilirlik için ortak bir perspektifin benimsenmesinin gerekli olduğunu ifade eden Yılmaz, “Sadece bir bakanlığın ya da bir kesimin yaklaşımıyla bu alana yaklaşmak yeterli değildir. Enerji, Tarım, Sağlık ve Sanayi bakanlıklarının iş birliği gerekli. Özel sektör, sivil toplum, yerel yönetimler ve akademisyenlerle el birliğiyle tüm paydaşların bir araya gelmesiyle bu geniş bakış açısını geliştirmek zorundayız” şeklinde konuştu.

‘ELEKTRİK ÜRETİMİNE İMKAN SAĞLAMAK ÇOK ÖNEMLİ’
Enerji ihtiyacıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, nüfus artışı, sanayileşme ve yaşam standartlarının yükselmesi gibi faktörlerin global ölçekte enerji talebini artırdığını vurguladı. Yılmaz, “Fosil yakıtların maliyetleri ve çevresel etkileri göz önüne alındığında elektrik enerjisine olan ihtiyaç giderek fazlasıyla artacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde elektrik talebinin yılda ortalama yüzde 3,5 oranında büyümesi öngörülüyor. Yeni teknolojiler, özellikle yapay zeka ve veri merkezleri gibi alanlar, enerjinin talebini daha da artıracaktır. Bu bağlamda, elektrik üretimini artırarak daha fazla yenilenebilir kaynak kullanmak zorundayız. Yer altındaki sıcak su ve buharın kullanımı ile elektrik üretmek önemli bir fırsat sunuyor. Jeotermal enerji, gece ve gündüz kullanılabiliyor. Bu yönüyle elektrik bazına katkı sağlamakta ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları için bir alan açmaktadır” dedi.
‘ÖNEMLİ AVANTAJLARI SÖZ KONUSU’
Jeotermal enerjinin farklı sektörlerdeki potansiyelini anlatan Yılmaz, “Jeotermalin sadece enerji alanında değil, tarım, sanayi, turizm ve sağlık alanlarında da kullanılabileceğini belirtmek gerekir. Konutlarda ısıtmadan seracılığa, şehir ölçeğindeki sistemlerden endüstriyel süreçlere kadar geniş bir yelpazede çözümler sunmaktadır. Düşük karbon salınımı sayesinde, iklim değişikliğiyle mücadele açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Ülke olarak, iklim hedeflerimiz mevcut ve bu taahhütleri yerine getirmek zorundayız. Gelişmiş ülkelerin büyük oranda sorumluluğu bulunurken, gelişmekte olan ülkeler olarak biz de görevimizi ihmal etmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
‘YEŞİL EKONOMİ, MAKROEKONOMİK İSTİKRARIMIZ AÇISINDAN KIYMETLİ’
Jeotermal enerjinin ülke ekonomisine katkılarının altını çizen Yılmaz, “Türkiye’nin cari açık veren bir ülke olduğunu unutmamak gerekir. Cari açığımızın büyük bir kısmı emtia ithalatından kaynaklanmaktadır. Yeşil dönüşüm, yerli yenilenebilir enerjinin payının artmasıyla birlikte cari açığın düşmesini sağlayacaktır. Yeşil ekonomi ve dönüşüm, makroekonomik istikrar açısından büyük önem taşımaktadır. Enerji verimliliği, özel sektörün rekabet gücünü artırarak enerji maliyetlerini düşürmektedir. Bu da hem işletmeler hem de ekonomi açısından oldukça değerli” dedi.
‘AMACIMIZ MAKRO İSTİKRARIMIZI GÜÇLENDİRMEK’
Yılmaz, “Bazen gereksiz tartışmaların gündeme geldiğini görüyoruz. Özellikle iklim kanunumuz hakkında haksız bir şekilde spekülasyon yapılıyor. Amacımız, yeşil dönüşüm yoluyla enerjiyi daha verimli kullanmak, işletmelerimizin rekabet gücünü artırmak ve ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltarak cari açığımızı düşürmektir” diye ekledi.
‘EMİSYON TİCARET SİSTEMİ KURUYORUZ’
2026 yılında yürürlüğe girecek emisyon düzenlemesine ilişkin bilgi veren Yılmaz, “Ülkemizde bir Emisyon Ticaret Sistemi oluşturulması gerekmektedir. Aksi takdirde, Avrupa’ya ihracat yapan firmalarımız vergi ödemek durumunda kalacaktır. Emisyon, iklim kanunu çerçevesindeki en önemli konudur. Kurulacak sistem ile Türkiye’de kalacak vergiler, sanayinin yeşil dönüşümü için kullanılacaktır. Ancak, kanun hakkında doğru bilgiye sahip olmadan yapılan eleştirilerin sağlıklı olmadığını düşünüyorum ve tüm ilgilileri kanunları dikkatlice incelemeye çağırıyorum” dedi.
‘DÜNYADA JEOTERMAL ENERJİDE DÖRDÜNCÜ KONUMDAYIZ’
Jeotermal enerjinin küresel güç yapısındaki yeri üzerine konuşan Yılmaz, “Dünyada jeotermal enerji kurulu gücü 2024 itibarıyla 17 bin megavata ulaşmakta. Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre, jeotermalin küresel yenilenebilir enerji içindeki payının gelecek 25 yıl içinde %0,5’ten %3-5 aralığına yükselebileceği öngörülmektedir. Ülkemizde 1734 megavat olan kurulu gücümüzü ilk aşamada 40 bin megavata kadar çıkarabilme imkânımız var. Bu da oldukça değerli. Jeotermal enerji, güneş ve rüzgar gibi diğer yenilenebilir kaynaklardan daha fazlasını sunmaktadır. Türkiye, 66 jeotermal santrali ile dünyada dördüncü, Avrupa’da ise birinci sırada yer alıyor” ifadelerini kullandı.
’50 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAMIŞ DURUMDAYIZ’
Jeotermal enerjinin istihdam olanakları konusuna da değinen Yılmaz, “Türkiye’de 150 ana tedarikçi ve yaklaşık 350 alt imalatçının oluşturduğu bir ekosistem ile 50 bin kişiye istihdam sağlanmıştır. Ayrıca, jeotermal enerji tesislerinde %55 oranında bir yerlilik oranına ulaşılmıştır. Bu da oldukça önemli bir gelişme. Yerli üretimle jeneratör, gaz türbini gibi birçok ekipmanın üretimi mümkün hale gelmiştir. Ayrıca, jeotermal kaynaklar tarımsal üretim için de büyük bir katkı sağlamaktadır” dedi.
‘JEOTERMAL KAYNAKLARLA 10 BİN DEKAR SERA ISITILMAKTADIR’
Cevdet Yılmaz, Türkiye genelinde 160 bin konut eşdeğeri yapının jeotermal kaynaklarla ısıtıldığını ve yaklaşık 10 bin dekar sera alanının da jeotermal ile ısıtıldığını belirtti. Yılmaz, Nevşehir’in bu alanda model bir il olma yolunda olduğunu ifade ederek, “Jeotermal enerji, hem enerjide hem de tarım, turizm alanında sürdürülebilir bir bakış açısıyla kullanılmaktadır. Termal turizmde, altyapı sürekli olarak gelişmektedir ve Türkiye, jeotermalin termal uygulamaları alanında dünya genelinde ilk üç sırada yer almaktadır” dedi.